10 Ekim 2013 Perşembe

Epilepsi hakkında


 Doktorlar arasında 'tarihle yaşıt hastalık' olarak bilinen epilepsi, beyin hücreleri arasındaki iltihaptan ve nöronların akışındaki düzensizlikten kaynaklanıp, nöbetlerle seyrederek şuur kaybına sebep olur.

Ciddi bir iş yemeğinde çok önemli bir açıklama yapmak üzere kadeh kaldırdınız ve güçlü bir ses tonu ile cümleye başladınız, ardından masadaki herkes ...size şaşkınlıkla bakmaya başladı. Siz bile düşünceleriniz ile dudaklarınız arasındaki senkronu kaçırdığınızın farkındasınız ama buna engel olamıyorsunuz... Eşiniz uykudan uyanmakta zorluk çekiyor ve uyandığında vücudunun bazı bölgelerinde morluklar kesikler görüyorsunuz. Yahut 15 yaşındaki oğlunuz ne zaman banyoya girse “Artık seni görmek istemiyorum. Git buradan!” diye bağırmaya başlıyor.

Bu belirtiler bazı zamanlar size bir şey ifade etmiyor. Kimi zaman ise çağın hastalığı şizofreniden şüpheleniyorsunuz. Bu ilginç belirtilerden birini ya da birkaçını yaşıyorsanız hemen paniğe kapılmayın; sadece Epilepsi hastalığı ile karşı karşıya kaldınız.

Epilepsi, doktorlar arasında "tarihle yaşıt hastalık’ olarak tanınıyor. Beyin hücreleri arasındaki iltihaptan ve nöronların akışındaki düzensizlikten kaynaklanan Epilepsi, nöbetlerle seyreden ve şuur kaybına sebep olan bir hastalık. Nöbet sırasında çeşitli kişi ya da objelerin hayali olarak görülebildiği Epilepsi’nin Grand Mal, Petit Mal ve Epileptik Ekivalan adlarıyla anılan üç farklı klinik seyri bulunuyor.

Eğer Grand Mal türü epilepsi hastasıysanız, klinik ismi ‘Avra’ olan ve nöbet geçireceğinizin habercisi sayılan ruhsal his veya koku sezebilirsiniz. Bu sezgi ile şuur kaybından önce kendinize nöbet geçirecek güvenli bir yer bulabilirsiniz. Fakat bazı zamanlar avralar aylarca sürebilir.

Seneler boyu sürecek bir nöbetin ise avrası yaşanmayabilir. Hissettiğiniz avradan sonra organları uyaran bir kasılma tüm vücudu saracaktır. Bu kasılmayı kas kasılması izleyecek ve tüm bedeniniz kaskatı kesilecektir. Kasılmaların ardından yaşanan bu gevşeme bir düşme etkisi de yaratabilir.

Nöbetten uyanma durumu ise derin bir nefes alma eşliğinde hırıltılı soluma ile gerçekleşir. Grand Mal türü epilepsi hastası, zihin bulanıklığı denilen ruh haline büründüğünde, adam öldürme, intihar, banka soyma, ateş yakma gibi tehlikeli eylemler gerçekleştirebilir.

Bayılma ve kasılma görülmeyen Petit Mal türü epilepsi hastalığında ise nöbet daha kısa süreli olur. Örneğin bir iş ile uğraşırken aniden sararırsınız ve bu sararma hali 5–10 dakika kadar sürer.

Günümüzde ‘Psikomotor’ adıyla da bilinen Epileptik Ekivalan türünde, havale yerine çeşitli fenomenler yer almakta. Küçük kızınız, apandisit, böbrek ya da safra kesesinden kaynaklanan ağrılar çekiyor fakat doktorlar herhangi bir hastalık unsuru bulamıyorsa, kızınız psikomotor epilepsi hastası olabilir. Eşiniz biyolojik olarak ispatlanmayan bir migrenden söz ediyorsa onun da MR makinesi ile tanışma zamanı gelmiş demektir.

Tad alma, işitme ve görme halüsinasyonları Ekivalan Epilepsi’nin belirtilerindendir. Şizofreniye yorulabilecek çok kişiliklilik de epilepsinin belirtisi olabilir. Hasta, günlerce, haftalarca hatta senelerce başka bir kişi gibi yaşayabilir nöbet geçtiğinde ise normal hayatına dönüp hiçbir şey hatırlamayacak duruma gelir. Ekivalan Epilepsi hastalarının psişik düzeyde olanları ise zaman zaman neşelenir, birden kedere kapılır, hiç beklenmedik zamanlarda ajitasyon ve irritasyon haline bürünebilir.
 
Hastanın uyku saatinde veya gece istediğiniz saatte, evinizde veya kliniklerimizde EEG çekim hizmetini sağlıyoruz.

Hasta Evinde ve Hastanede 7/24 EEG Çekimleri Yapılmaktadır. Mobil: 0532 731 43 85 ( 7/24 Arayabilirsiniz ) 

 Her şeyin aşırısından kaçının

Epilepsi ile başa çıkmanın yolları ise uzman Nörolog Dr. Ünsal Ekim tarafından tek cümle ile açıklanıyor: “Her şeyin aşırısından kaçınmalısınız!” Aşırı duygu geçişlerinin bile bir nöbete yol açacağını belirten Ekim, epilepsi hastalarının sıcak havalarda dikkatli olmasını öneriyor.

Bilgisayar ve televizyon ekranına uzun süre bakmanın beyinde optülasyona neden olabileceğini belirten Dr. Ekim, Epilepsi’nin genellikle yüksek ateş nöbetlerinin veya beyin sarsıntılarının ardından ya da genetik yolla yaşanan bir durum olduğuna dikkat çekiyor.

Epilepsi hastalığının antiepileptik, antikonvülzif ve antidepresanlarla dengelenebileceğini fakat genellikle ömür boyu kalıcı bir yapıya sahip olduğunu söyleyen Ekim, hastalığın teşhisinin, beyin MR’ı ve beyin EEG’si (beynin ışığa karşı tepki vermesi) ile kesin bir şekilde konabildiğini ve hastalığın denetim altına alınabildiğini, böylece epilepsi hastalarının toplum içinde sosyal hayatlarını hiçbir engel olmaksızın sürdürebildiklerini belirtti.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder